• 7 mayıs salı itibariyle bim'den alabileceğiniz fiyat performans ürünü sosistir.
  • ideal kedi maması.
    ek: tamam arkadaş mesaj atıp durmayın anladık hepinizin kedisi rose şarapta marine edilmiş chateaubriand ile besleniyor.
    ek2: beğenmeyin lan şunu. bakın iyi kötü tarih siyaset vs kanallarında tonla entryim var. hepi topu 2-3 fav almış. şu kıytırık şeyi debede görmeyeyim lütfen.
    ek3: eyvallah
  • sigara içmeniz daha faydalıdır... bu öyle çok mübalağa etmiş bir karşılaştırma değildir: sigaranın etkileri çok boyutludur; zarar kısmı kadar fayda kısmı da vardır - aktif maddesi nikotinin bilimsel metotlarla faydalı etkileri de ispatlanmıştır. sirtuin 6 stres nöronlarını destekleyerek motor ve de bilişsel fonksiyonlar üzerindeki olumlu etkileri de rivayet değildir - bilimseldir. şizofreni gibi ileri seviye psikozların beyin aktivitelerinde de yatıştırıcı etkileri vardır. (* özellikle bu hastaların aşırı sigara tüketmelerinin dikkati çekmesi ile araştırılmıştır). koordinasyon bozukluğu (parkinson) ve bunamayı (alzheimer'ı) tam tersi; önlemede etkili olabileceğini de ileri süren bilimsel tartışmalar vardır. // bu yorumu basit olarak planladığım için kaynakçalarla donatmaya lüzum yoktur. düşük beslenme kalitenizin üstüne bi' de ayarı kaçırıp fosur fosur içersiniz diye her doğrunun her yerde neden söylenmeyeceğini doktorunuz anlatsın. öteki ayrım da doğal tütün ile paketteki tütünden gelir: saf tütünden <yakılarak dahi olsa> açığa çıkan nikotin; söndürüp arkasından bir tane daha yaktırma baskısı oluşturmaz. (* bu eğilimden tütün değil - daha çok ticari stratejiler sorumludur).

    bu karşılaştırma da diğerinin önemini düşürmek için yapılmış bir şaka değildi: sigaranın bile bir faydası var, ötekinin yoktu ki olmadığı gibi de zararı vardı ve "sigaradan daha kanserojen" diyen de ben değil - who idi. ortalama bir sosyal medya kullanıcısının etkileşim pahasına gafil avlayan hızlı ve taraftar çıkışlar tasarladıklarını da biliyorum - bu yorumları etkileşim toplasın diye değil; (o geçici) görünmeyen hedefi bulup rahatsız etsin diye yapıyorum ve onların da neye karşı çıkıp, çıkamayacaklarını bildiğim için gevezelik etmiş detaylara girmiş gibi görünüyorum. diğerleri de biomed-central, ncbi veya jstor.org gibi kütüphanelerdeki bilimsel tartışmalarla karşılaştırabilir.

    bahsedilen bilimsel ispatların bir kısmına tütün firmalarının sponsorluk ettikleri de doğru; ama sponsorluk almamış bilimsel çalışma neredeyse yoktur. onlar başka tartışmalar... ona bakarsak ilaç endüstrisi ile gıda endüstrisinin de aralarında her zaman dirsek temasları olmuştur ve hatta ilaç endüstrisi baş gösterecek yeni hastalıkları kusursuzca tutturur - bu basiret nereden geliyor?

    nikotin yakılıp yani dönüştürülerek alındığından fayda da yarı yarıya zehre dönüşür; ama zehir de kimyanın azizi ve tıbbın devrimcisi paracelsus'un dediği gibi doz'da. işlenmiş gıdalar tüketenlere karşılık da mümkün mertebe işlenmemiş gıdalarla beslenen sigara tüketicilerinin "daha az zarar" göreceklerini söylemek mantıklıdır: çünkü aksini söylemek mümkün değil ki bağışıklık hücreleri en belalı kanser hücrelerini yok etmeye muktedirdir. ilaçların tümü kabaca; bağışıklık hücrelerine düşman hücreler için: "o senin dostun değil" diye laf anlatmaya çalışmaktan başka bir iş yapmaz. bilimin soruları karmaşık; ama amacı bu kadar basittir... bağışıklık hücreleri; bir kanser hücresini alt edemediği için değil, tanımakta başarısız olunca nüksettirmesine yol açar. o kadar güçlüdür ki agresif bağışıklıkta da dost - düşman ayrımı yapmadan bütün hücreleri yok etmeye başlar. (covid senaryosunu hatırlayın: gerçi eski de - bilimin yeni perdesi olarak açılan mrna bile adı gibi sadece haberci idi: bağışıklık hücrelerinin taktiklerini; bu defa onları 'kodlamayı deneyerek' değiştirmeye çalışıyordu. (yine gerçi onu da iyi beceremiyor ve hücreleri parçalayıp yeni vakalar üretiyordu ya!)

    _____________________________
    özet: bağışıklık hücrelerinizin inisiyatifi altındasınız; yorulmak bilmez kahraman askerlerinizdir... onları ne kadar iyi donatıp kuşatırsanız o kadar sağlıklısınız demek. ikinci özet: bağışıklık sistemi işlenmiş gıdalara maruz kalmaya devam ederse kibrit dumanı bile hastalık ilişkisinde birincil bir faktöre döner. sigara günah keçisidir - hastalıkların artışı ve meydana gelişi ile doğrudan ilişkide olduğu değil; şüphesi gösterilmiştir. birden fazla faktör devreye girmelidir; o şey için kesinlik yok ki kesinlik bilime terstir. "yapar / eder" değil; riskini arttırır. işlenmiş gıdaların ise hastalıklara yol açabileceğine dair sigaradan daha fazla şüphe var iken o şüphe en yüksek sesle sigara üzerinden yürütülüyor ve bu da özen verilmesi gereken için dikkati <muhtemelen kasten> tek yöne çekiyor.

    etrafında dolaşayım derken konudan dışarı çıkmış ve başlık da hepten gözden kaybedilmiş gibi göründü; ama bu alay edilecek değil - karşılaştırmalar yapılarak sorgulanacak bir durumdur. bu besin bozması ucube gıdaları çocuklarına yedirenler var - ancak sağlık bakanlığı da bundan hiç hicap duymaz. gelecekte cahil ana babalarının ceremesini çekecekler; yine ama sağlık bakanlığı sigaraya öyle bir saplantı geliştirdi ki hani kral midas'ın elini attığı her şeyin altın olması gibi her şey sigara oluyor. artık çocuklara bile diyabet teşhisleri konulup - dikkat eksikliği & hiperaktivite gibi yeni etiketler vurularak kutu kutu da haplar yutturuluyor. peki bu çocuklar sigara mı içiyor?

    . .
    o ne çelişki ki öyle hastaneler <sigara ile hiç de ilişkisi olmayan> hastalıklardan geçilmiyor. sağlık bakanlığının umurunda olmayabilir, yani gıda ve ilaç endüstrisi sigaradan daha çok kazandırıyor olabilir, ancak bu milletin refahına olmadığı için sorgulamak da elbet türk devletinin mercilerini ele geçirenlere değil; yine bize / türk milletine düşer. ambalajda aynı olan ürünlerin içeriklerinde; avrupa ile aranın ne çok açıldığını biliyor olmalısınız - buna göz yummuş hükümete "ele geçirmiş" tabiri az bile! bakıp yorumlamayı bilene hükümetin bu türk milleti ile arasındaki bi' mesafedir de.

    _____________________________
    // son olarak: bazen markette o tuhaf meşrubat ve şekerlemeleri sepetten beslenme çantalarına dolduran kadınları görünce laf atıp takılıyorum; üstü kapalı uyarınca da: "çocuk işte - istiyor" diye geçiştiriyorlar. bu katkı maddelerinin de zeka gerilikleri ve bilişsel bozukluklara yol açabileceğine dair bilimsel şüpheler de var. tek zararı değil elbette; ama yetişkinlerdeki dikkat dağınıklığının bir sebebinin de <sosyal medya akışlarına ek olarak> bu işlenmiş gıdalar olması kuvvetle muhtemel.

    çocuk bu isterse; pastalarını - keklerini evde yapmalısınız. hem kız çocukları ise birlikte yapmanız bir oyun da olur: hem de hazıra konmayı değil; ona üretmeyi de göstermiş olursunuz. yine burada yalnız işlenmiş şarküteri ve konvansiyonel tavuk ürünlerine değil - market raflarındaki hemen her ürüne aynı özenle yaklaşmanız gerekir ve besin değerlerinin değil; bu besin değerlerinin nereden geldiği önemlidir... bu yorumu da ayak üstü yapmak zorunda kaldığım için, yine başka bir yerden çıkmış gibi görüneceğim: hiç tereddüt hissetmeden rengine baka baka sepetini dolduran anneler gözüme takılınca şunu derim: erkek yalnız kadınla evlenmiyor - çocuğunun annesini de belirliyor.

    ben de devam edersem beka meselesinden çıkıp bu başlığı vatan meselesi olarak belirleyeceğim. (ama ona da çok uzak sayılmaz). tek bir şeyin bütün köşelerini kriminal rapor gibi tutup çıkarmak isterim; çünkü hiçbir şey tek başına gelişemez. bu da yalnızca bir sosisten ibaret değildir - burada yoksullaştırılan halkın maruz bırakıldığı gıda sefaleti ya da 'ona reva görülen' sinsi bir politika var. yine bu politikaya at başı giden akıl ve zeka derecesi düşüşte bir toplum var. alaycı geçiştirmeleri de anlıyorum; ama hayatta gülüşecek daha iyi şeyler var. gülüşmelerimizi ortaya fırlatmaya değil, dostlarımızla paylaşmaya alışırsak kamudaki meselelere de hak ettikleri ciddiyetlerini verebiliriz.

    _____________________________
    ekşi sözlükte komiklikler şakalar devam ediyor... bu yorum; sigaraya tekrar bir merhaba değildir. ancak "sağlığa zararlıdır" diye o samimiyetsiz ve peşin hükümlü bir klişeyi de kullanacak değilim. ben çoğu doktor gibi bağnaz olmadığım için <bir cahil olduğum için> usulünü ve kim için olduğu sorusunu da getiririm. öteki hür iradeye de bir baskıdır ve baskıların tümüne karşıyım - iyi niyetli olduklarını da savunmuyorum; çünkü "iyi niyetli olmak" sadizmin ve baskıların taktığı maskedir. bütün tavsiyelerin de ikincisi sınır, üçüncüsü baskıdır: mutlak doğru da olsa psikolojik zulümdür.
  • eşekten yapsan o fiyata çıkmaz.

    ps. eşekleri severim, sosis yapmayın. örnek olarak verilmiştir.
  • sosis gibi bir şey için bu ekonomide bile yüksek fiyattır
  • kasaptan köpeğinize mama yapmak için atılacak piliç kemiklerini alsanız daha yüksek bir bedel ödersiniz. o denli ucuz bir "sosis" türüdür.
  • sokaktaki kedi köpeklere düzenli olarak aldığım sosis.

    edit: evet haklısınız normal mamaları onlar için daha sağlıklı. ama mamayı seçen, yemeyen bizim mahalledeki müptezeller bunu çok seviyor. mecburen almak zorunda kalıyorum.
  • çoğu yazar espri kasmış. senelerce mutfağında yer almış biri olarak bu ürünlerin mutfağınızda değil de hizmet aldığınız bir çok mekanda kullanıldığını bilmenizi isterim.
    bira yanındaki sıcak tabak, yol kenalarında gördüğünüz hot dog, orta kalite pizzalar hep bu ürünleri kullanır malzeme olarak.
  • eti zaten gectim su devirde yenecek neyin kilosu 75tl merak ettigim.
  • espriler muazzam özellikle sigara olan.. ancak bir de gerçekleri konuşalım..

    bu ürünler sosyal medyaya muhabbet olsun diye satışa çıkmıyor beyler kadınlar.. (not: bayan kelimesini sevmiyorsunuz ama kadın denince de böyle absürt oluyor, herneyse)

    heh ne diyorduk, evet bu ürünleri illaki biyerler alıyor.. haberiniz olsun.. o kocişinizle gittiğiniz "kahvaltı qeyfi" mekanlarında yediğiniz şey bunlar.. "aaa bu tostçu süpermiş yaa" dediğiniz yerlerde de bunları yiyorsunuz..

    velhasıl, esnaf adı verilen yerler; bu gibi ürünlerin 1 numaralı alıcısıdır.. her nerde yiyor ve yiyitiliyorsanız..

    edit: gelen mesajlar sonunda, "hanımlar / beyler" en iyisi olarak gözüktü gözüme.. bunu yaygınlaştıralım dostlar..
225 entry daha
hesabın var mı? giriş yap